27 Ocak 2010 Çarşamba

Yeni bir Sayfa: Erasmus

Yeni bir Sayfa: Erasmus

Batı Karadeniz gezisinin üzerinden uzun zaman geçti tabii, bense bu sırada derslerle ve Erasmus işlemleriyle haşır neşirdim.

Vize telaşı, değişim programıyla ilgili bir sürü ıvır zıvır derken işte buradayım, Belçika'dayım sonunda!
Aslında kolay olmadı. İngiltere için vize alması zor derler ama Belçika, ah sen yok musun!
Geçen hafta (18 Ocak 2010) Brüksel'e iniş yaptım ve okul başlamadan önce şehir turu + Brugge günübirlik gezisini de araya sıkıştırdım. İyi de yapmışım zira dersler pazartesi (25 Ocak) başladı ve başlayış o başlayış...





Sabah 8 de, almayı planladığımız dersler başlıyor; bu da demek oluyor ki karga kahvaltısını yapmadan uyanmalı ve sabahın kör karanlığında okula yollanmalı! Bacak kadar veletinden tutun Komisyon'da çalışanına kadar herkes aynı saatte, o zifir karanlıkta uyanıyor ve kimisi bisikletiyle, kimi koşturarak, kimi de toplu taşım araçlarını tercih ederek yetişmeleri gereken yerlere doğru yol alıyorlar. Alıyorlar dediğim, anlayın işte: ALIYORUZ!
Açıkçası bir Erasmus öğrencisi olarak ne tembellik yapmak ne de derslere gömülmek niyetindeyim, asıl niyetim, bunca zahmete girmişken Avrupa'nın tadını çıkarmak. Bakalım bunun ne derece gerçekçi bir plan olduğunu önümüzdeki günler gösterecek.
Şimdilik gidebildiğim en uzak mesafe Brugge. Çok küçük olmasının dışında oldukça da ünlü bir turistik kasaba, bilindiği gibi. Zaten Brugge'e gittiğinizde yılın hangi zamanı olduğu hiç fark etmez, etrafınızda safi turist görüyorsunuz. Masalsı güzelliği insanı mest ediyor gerçekten ama seneler boyu burayı mesken edinmek ister mi insan? Bilmem, düşünmek lazım :)




Siftahı yaptım, e devamı da gelsin artık ama değil mi!
Başka yolculuklarda görüşmek üzere...