21 Haziran 2014 Cumartesi

Ege + Adriyatik Kruvaziyer Turu - MSC Preziosa (11.06.2014-18.06-2014)

MSC Preziosa   

 Geçen sene Ağustos ayında bizim çekirdek aile ve annemin kuzen ve arkadaş grubuyla çıktığımız Yunan Adaları kruvaziyer turunun (Louis Olympia) tadı damağımızda kalınca bu sefer erken rezervasyonla yine Antalya - SETUR'dan Hatice Eşim hanımın da tavsiyesi ve hatırlatmalarıyla kaydımızı yaptırdık Ocak ayından.

   Önceki sene gittiğimiz tur 3 gece 4 gün süren ve Patmos, Rodos, Girit, Atina, Santorini, Mikonos adalarını kapsıyordu. Kuşadası çıkışlı bu turun detaylarını bilahare yazacağım ama şimdi taze taze Ege ve Adriyatik gezimiz hakkında bir özet geçeyim...



   İki teyzem, kuzenim, anne ve babam olmak üzere altı kişi 11 Haziran 2014 sabahı Antalya'dan çıktık yola. Öncesinde ayarladığımız minibüs bizi İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan Karaköy'deki Salıpazarı limanına bıraktıktan sonra pasaport ve gümrük kontrolü ardından cümleten shuttle'ımıza binip gemimize yollandık. Bu esnada Murat Yılmaz ve Sinan Özen adlı rehberlerimizle de tanışma imkânı bulduk. Check-in işlemlerimizi hallettikten sonra gemi kartımızı teslim aldık resepsiyondan. Önceki seneki sistem burada da geçerli: Kredi kartınızın provizyonu alındıktan sonra size bir kart veriliyor ve bu kart artık geminin içindeki yegâne ayrılmaz parçanız hâline geliyor. Oda anahtarınız, pasaportunuz ve geminin içindeki bilimum mağaza, bar ve restoranlarda geçerli  ödeme kartınız budur.
   
   Bu arada ek bir bilgi vereyim: Geminin isim anası yine Sophia Loren. 2001'den bu yana süregelen MSC'nin bol renkli filosunun 13. ve sonuncusu Preziosa. 18 katlı, 4000 yolcu kapasiteli gemimizin ismiyle bağlantılı olarak her güverte adını bir başka değerli taştan (Acquamarina, Opale, Cristallo vs.) alıyor. 
Merdivenler Swarovski taşlarla döşeli.

   Biz de Agate, yani akik taşı adı verilen 9. güvertedeki 9244 no'lu odamıza yerleştikten sonra, gezi boyunca en uğrak noktamız olacak olan 14. kattaki açık büfe restorana çıktık ve karnımızı doyurduk. E acıkmıştık hâliyle 12:00'ye kadar İstanbul trafiğinde :) Öğlen 15:00 civarında turumuz boyunca bize eşlik edecek olan üç rehberimizle tanışmak ve tatbikat için 7. kattaki Safari Lounge'da toplandık.


540 no'lu masamızın daimi garsonu Sharon
Gerekli ön bilgileri alıp yarı tatbikatımızı da yaptıktan sonra ver elini gemi keşfi ve akabinde 18:30'daki ilk oturum akşam yemeğimiz... (Gemideki yemek ve diğer organizasyonları dengelemek için 18:30 ve 21:00 olmak üzere iki oturumda sunuluyor akşam yemeği. Biz ikinci oturuma geçmek istesek de iyi ki ilk oturumda kalmaya ikna olmuşuz).


Golden Lobster Restaurant
Akşam yemeğimizi gezi boyunca aynı masada (540 no'lu) ve aynı garsonun (Honduraslı sevimli hatun Sharon) hizmetinde, 5. kattaki Golden Lob Restaurant'ta yiyecektik.

   Ayrıca her gün bir önceki akşamdan odamıza Aybars beyin çevirisiyle "DAILY Program" adı altında bültenimiz geliyordu. Bu bültende ne mi var? Ne yok ki! Hava durumundan, ertesi günkü rota ve gideceğimiz mesafe bilgilerinden tutun o akşamki giysi temasına (gala, yarı resmî, beyaz, 60'lar-70'ler-80'ler, günlük vs.), akşamki animasyon gösterisi hakkında bilgiler, gemideki envai çeşit aktivitelerin yer ve saatleri, casino fırsatları ve dahi alışveriş salonundaki mağazalarda yapılan indirim/kampanyalara kadar aklınıza gelebilecek her türlü bilgiyi bu bültenlerde bulmak mümkün. 
Ve evet, ben de çöpçü ve nostaljik hibriti bir insan evladı olduğumdan bu bültenlerin hepsini toplayıp getirdim eve :)
14. Kat açık büfe (günün 20 saati açık) 

   Bu yazıyı sadece gemi tanıtımına ayırdığım için gezileri ayrı yazılar hâlinde kayda düşeceğim. 
O yüzden kaldığımız yerden devam edelim...

   Akşam yemeğimizi 20:00'e kadar tamamlayıp birbirinden eğlenceli aktivite ve gösterileri sıra sıra gezmek, yeri geldiğinde de oynamak en büyük zevkimiz oldu akşamları. 
   Her gece 21:30'da Platinum Salon'da gerçekleşen tiyatro, müzikal dans şovlarının hepsi birbirinden güzeldi. Hareketler yer yer birbirinin aynısı olsa da oldukça keyifliydi. Örneğin ilk akşam Pınar ablamla "Show Must Go On" isimli The Queen grubunun en bilindik şarkılarının derlendiği dans ve müzik şova gittik ve pek eğlendik. Akabinde ise 14. katta sezonun ilk yaz partisi olan "White Night", yani Beyaz Gece vardı. Bize denk gelmesi büyük şans. Günün teması beyaz olunca biz de dahil olmak üzere insan 
ların çoğu beyazlarını kuşanmış, beyaz bayrak ve dekorlarla kaplı Aqua Park alanını donatmışlardı. Benim tercihim Pina Colada ve Pınar ablamın tercihi Mojito (gecenin ileri saatlerinde ikisini karıştırmak suretiyle) kokteyllerimizle biz de dans pistinde yerimizi aldık. 

   Haziran'ın ortası olsa da geceleri epey serindi. E denizin ortasındayız, olacak o kadar :) 

Kaptanla tanışma gecesi, nam-ı diğer
Gala gecesinde şampanya ve
kokteyl servis ediliyor.
   Gemideki ikinci günümüzde Brezilya'nın ev sahipliği yaptığı 2014 dünya kupası maçları da başlayacaktı. Her gün maç saatleri de bültenimizde yerini aldı ve bilhassa 7. kattaki Sports + Bowling Diner salonunda olmak üzere geminin muhtelif yerlerinde ve odalarda maç yayını yapıldı. Buna denk gelmek de ayrı şanstı diyebilirim. Zira örneğin bir taraftan El Dorado'da "Hadi lili lili" şarkısını dinlerken diğer yandan salonun iki yanındaki koltuklara dizilmiş kalabalığın maç izlemesi (sırf dünya kupası için hazırlanmış kokteyller eşliğinde) ayrı keyifti. 

  
   Pınar ablamın sigara molaları sayesinde muhtelif güverteleri de gezmiş olduk. Yine 7. kattaki Green Sax salonundaki animatörlerin yolcuları ısrarla dansa kaldırıp bachata, tango vs gibi dans figürlerini göstermesi bende ufak çaplı bir gerginliğe yol açsa da keyifli miydi? Evet :) 

MSC Preziosa - 15. Kat
   Gemide havuza girmesek de (En az üç ayrı havuz ve çok sayıda jakuzisi olsa da 4000 yolcu kapasiteli bir gemide kendimi havuzda hayal edemedim nedense!) iki gün havuz başında güzelce güneşlendik Pınar ablamla. Oh sefamız olsun :) Kitap kurdu bir insan olarak uzun zamandır okumak istediğim "Araba Sevdası"nı bu geminin kütüphanesinden ödünç almak da varmış kaderde! Kitabımı son gün iade etmek üzere bitiremesem de bu şekilde havuz başında güzel vakit geçirmiş oldum diyebilirim. 

   Havuz da bu şekilde... Ve alışveriş. Evet. 
Gemide 6. ve 7. güvertelerde çeşitli mağazalar da bulunuyor. Saat + gözlük mağazası, çikolata-şeker mağazası, parfümeri, Lacoste, Furla, Dolce Gabbana vs. markaların da bulunduğu çanta ve giysi mağazası, Guess, Tekel mağazası bunlar arasında...
Özellikle parfümeride çok iyi kampanyalar vardı. Örneğin kuzenim Türkiye'den alacağı bir parfum yerine iki tane aldı aynı fiyata. Aynı şekilde alkol: Porto şarabı ve büyük Yeni Rakı toplamda 23 avroya denk geldi. Bir türlü vazgeçemediğim kokum Versace Red Jeans'i burada bulduğuma çok sevindim. Fiyatının 20 avro olmasına ayrıca sevindim tabii :D 
Gemiye binmeden evvel saat ve gözlüklerin fiyat karşılaştırmasını da yapmıştım. Aradığım gözlükleri bulamasam da baktığım tek saati burada bulmam büyük şans oldu. Söz konusu Lacoste saati Türkiye'dekinin yarı fiyatına bulmuş olmam ise paha biçilemez :P Ve tabiisi annemin sevgili çikulatları! Bilhassa Merci ve After Eight. Ekle sepete! 
Alışveriş faslı da bu şekilde...

   Amma detay verdim bea. MSC bu kadar reklamını yapmamıştır herhalde!
Gemi hakkında söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. 

   Bir sonraki yazıda Dubrovnik ve Konavle anılarımızı paylaşacağım...    



  

1 yorum:

  1. Tuğçecim gezimiz ancak bukadar güzel tarafsız ve içten gelerek anlatılabilirdi.Senin bu yazdıklarını okurken yaşadıklarımızı tekrardan hatırladım.:)(yazmaya devam etmelisin mesela bir kitaba başla:))

    YanıtlaSil